Doktorların kaydettiği görüntüde, bebeğin sırtındaki yapı yaklaşık 7,7 santimetre uzunluğunda, 7,1 santimetre genişliğinde ve 5,3 santimetre derinliğindeydi. Bu yapı, omuriliği çevreleyen dokunun omurgadaki boşluktan dışarı taşmasıyla oluşmuştu.
Spina bifida, bebeklerde en sık görülen doğumsal anomalilerden biridir ve her 10 bin doğumdan 5 ila 8’ini etkiler. Normalde, gebeliğin üçüncü ve dördüncü haftalarında oluşan nöral tüp, beyin ve omuriliği oluşturur. Ancak bu süreçte oluşan bir aksaklık, omurga üzerinde bir boşluğa neden olabilir. Bebeğin durumunda ise meningosel adı verilen spina bifida türü tespit edildi. Bu durum, omuriliği çevreleyen sıvı ve dokunun dışarı taşmasına neden olur.
Bilim insanları spina bifida’nın nedenini tam olarak bilmeseler de genetik, çevresel ve beslenme gibi risk faktörlerinin etkili olabileceğine dikkat çekiyorlar. Örneğin, hamilelik sırasında folik asit eksikliği, diyabetin iyi yönetilmemesi veya bazı epilepsi ilaçlarının kullanımı, bu anomalinin görülme riskini artırabilir.
28 Aralık 2024’te New England Journal of Medicine’de yayımlanan rapora göre, bu vakada yukarıda belirtilen risk faktörlerinden hiçbiri etkili olmadı. Bu durum, spina bifida’nın nedenlerinin hala tam olarak anlaşılmadığını gösteriyor.
Bu tür vakalar, spina bifida gibi doğumsal anomaliler konusunda farkındalığın artmasında önemli bir rol oynuyor. Erken teşhis ve tedavi, bu tür anomalilerin yönetiminde çok önemli.
Uzmanlar, spina bifida gibi durumları önlemek için gebeliğin erken dönemlerinde folik asit takviyesinin önemini vurguluyorlar. Ayrıca gebelik planlayan kadınların sağlık durumlarını düzenli olarak kontrol ettirmeleri ve doktor tavsiyelerine uymaları gerektiğini belirtiyorlar.
