ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Tatlısu köyü yakınlarına kurduğu üssü ve Yunanistan’ın İsrail ile yapmayı planladığı 2 milyar avroluk ‘Demir Kubbe’ anlaşmasını değerlendiren güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Yunanistan’ın tehdit algısının Türkiye üzerinden kaynaklandığını vurguladı.
Ağar, Yunanistan’ın Türkiye’yi halen bir tehdit olarak gördüğünü ve Türkiye’nin Batı ile yaşadığı güven bunalımını istismar ettiğini belirtirken, Ukrayna ve Gazze’deki savaşların Yunan hükümetinin Türkiye’ye karşı kabiliyetler geliştirme çabasına zemin hazırladığını ifade etti. Bu çabanın ABD ve AB ülkeleri tarafından desteklendiğini söyledi.
Ağar, Türkiye’nin batılı ülkelerle yaşadığı güven bunalımından yararlanmaya çalışan Yunanistan’ın, ABD ve AB ile yaşanan siyasi krizi fırsata dönüştürmeye çalıştığını dile getirdi.
2019’dan beri ABD güdümünde İsrail, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan arasında hukuk dışı bir müttefikliğin geliştirildiğini belirten Ağar, buna mimarlık yapan isimlerin Bob Menendez ve olası yeni ABD dışişleri bakanı Rubio olduğunu söyledi. Yunanistan’a sağlanan Rafaeeller, olası F-35 uçakları ve modernizasyon süreçlerinin ABD ve AB’nin, özellikle de Fransa’nın konumunu gösterdiğini vurguladı.
Ancak Ağar, yeni ‘Demir Kubbe’ anlaşmasının Yunanistan için gerçek değerinden çok daha pahalı olduğunu savundu. 40-45 kilometre menzilli füzeleri engelleyen Demir Kubbe için 2 milyar avronun çok büyük bir rakam olduğunu belirtti. Ayrıca işletme maliyetlerinin de olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin de büyük tartışma yaratan S-400’leri alırken büyük bir meblağ ödediğini hatırlatan Ağar, son teknolojili sistemlerin her zaman pahalı olduğunu ifade etti. Yunanistan’ın hedeflediği anlaşma hakkında “Bu kadar büyük para, bir transfer için mi yoksa bir tedarik/üretim/knowhow mi, bunu daha bilmiyoruz. Bu bilgi, belirleyici olacaktır” dedi.
Ağar, Türkiye’nin de hava savunma sistemlerine olan ihtiyacını vurguladı. Hava savunma sistemleri konusunda Türkiye’nin NATO müttefikleriyle anlaşma çabalarının başarısız olması üzerine S-400’leri satın aldığını hatırlatan Ağar, “Hava savunma sistemleri, varoluşsal önem taşımakta. Vatanı, Mavi Vatanı, dost ve müttefiklerimizi koruyabilmemiz için bu sistemler, üretimi, kabiliyetleri ve yığınağı ile milli, bağımsız, caydırıcı ve tercihan daha üstün olmalı” dedi.
ABD ve Batılı müttefiklerin Türkiye’nin yerini Yunanistan veya Güney Kıbrıs ile dolduramayacağını açıkça belirten Ağar, “ABD ve Türkiye arasında güvensizlik olduğu doğru, fakat bu güvensizliği Türkiye inşa etmedi. ABD-NATO, bu güvensizliği Türkiye’nin etrafından dolaşmanın fiyatını/bedelini idrak edebiliyor mu? ‘Medeniyet çatışması’ mantığıyla ve saçma sapan kıyametçi dogmalarla ve stratejik kibirlerle ve jeopolitiğe ters fevri düşmanlık ve kayırmalarla gelişen ayağına sıkmacı siyaset ve stratejilerin, Türkiye’yi NATO’ya alan jeopolitik akıldan oldukça uzak olduğunu düşünüyorum. Türkiye bu dönemde zorlanabilir, fakat ABD ve NATO bu davranışları sebebiyle Türkiye’den çok daha fazla zorluk çekecektir. Eninde sonunda patlayacak, bedeli Atlantik için ağır olacaktır. ABD, kendi küresel imparatorluğunda belirsizlik yaratmakta. Bu, jeopolitik bir aptallık” ifadelerini kullandı.
