Kızı ve Damadının Mutluluğu İçin Çılgın Atamalar
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, skandallarla gündemden düşmüyor. Ancak bu kez gündeme başka bir konuyla geliyor: Kızı ve damadının mutluluğu.
Villa Gibi Bir Lojman
Erbaş’ın damadı Muhammed Likoğlu, hizmet süresi yetmemesine rağmen İstanbul Beykoz Müftülüğü’ne atandı. Bu durum tartışma yaratırken, kızı Merve Safa Erbaş Likoğlu da Beykoz’da vaize olarak görevlendirildi. Çifte adeta villa gibi bir lojman da tahsis edildi. Bu lojmanın, bizzat Erbaş’ın eşi Seher Erbaş tarafından seçildiği iddia ediliyor.
İstanbul’da Kamp Kurdu
Merve Safa Likoğlu’nun atanmasının ardından, damadının atanmasıyla ilgili detaylar da ortaya çıktı. Beykoz’a atama için gereken müftülükte en az altı yıl çalışma şartı, Likoğlu için uygulanmadı. Bunun yerine yönetmelikteki “Hizmet gereği ve ihtiyaç” maddesi kullanıldı.
Atamadan önce Seher Erbaş’ın İstanbul’da kamp kurup, kızı ve damadı için 39 ilçe arasından Beykoz’u seçtiği bildirildi. Diyanet kaynakları, bu atamayı, şartları tutan ve Beykoz’u tercih eden 50’ye yakın müftünün hakkının yenmesi olarak yorumluyor.
“Yasal Olabilir Ama Helal Değil”
Ali Erbaş’ın bu atamalara tepki gösteren Diyanet personeli, Erbaş’ın yazar Alev Alatlı’nın “Her yasal olan helal değildir” sözünü paylaşarak taziye mesajı attığını hatırlatarak, “Atama yasal olabilir ama helal değil” dediler.
BMW Anahtarını Instagram’da Paylaşmıştı
Ali Erbaş’ın kızı Merve Safa Erbaş Likoğlu, daha önce de sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelmişti. Kapattığı Instagram hesabından, BMW otomobilinin anahtarının fotoğrafını paylaşarak, “Seni istediğim an bulabilmeyi, olduğun yerden seni fırt diye alıp çıkabilmeyi o kadar isterim ki” yazmıştı.
Merve Erbaş’ın çok konuşulan bir diğer paylaşımı ise havalimanında çocuklarıyla çekilmiş bir fotoğrafıydı. Çocuklardan birinin üzerine, “Bu çocuk pandemiye denk geldi, sadece iki ülkeye gitti” yazarken, diğerine “Bu kız 13 ülke gezdi” demişti. En küçük çocuğa ise “Sen de fasulyecim, yüro 30 lira, maalesef cennet vatanımızda nereleri görebilirsen artık” yazmış ve “Hiç sesini çıkarma” diye eklemişti.