Ali Koç’a Yönelik Sorular ve Verdiği Cevaplar:
Soru: Fenerbahçe Başkanı olarak bugüne kadar olan süreçle ilgili memnun musunuz yoksa “keşke hiç yaşamasaydım” dediğiniz oluyor mu?
Cevap: Hayatımda “keşke” diyecek kadar uzun bir vaktim yok. Fenerbahçe için yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum. Bu kulübe hizmet etmekten gurur duyuyorum.
Cevap: Fenerbahçe Başkanıysanız, futbolun içine sonuna kadar girmek zorundasınız. Bu konuda pişman değilim ama üzgünüm. Çünkü Türk futbol iklimi kötüleşiyor ve kutuplaşmaya neden oluyor. Üzgünüm çünkü başkanlık dönemimde Fenerbahçe’nin hakkı pervasızca yendi. Türk futbolundaki adaletsizlik ve haksız rekabet ortada.
Soru: Son zamanlarda Fenerbahçe maçlarında görünmüyor ve sözcü olarak da ortalarda yok gibisiniz. Bu yeni bir strateji mi?
Cevap: Bu sezon tüm maçları izliyorum. Bazen işlerim nedeniyle maça katılamıyorum ama mümkün olduğunca hem içeride hem dışarıda oynanan maçlara katılıyorum. Artık bu sezon, futboldan sorumlu yönetici sıfatıyla Acun Bey sözcülüğümüzü üstlendi. Medya sektöründeki deneyimiyle bize faydası oluyor. Gerektiğinde ben de konuşacağım.
Soru: Başkanlığınız sırasında Fenerbahçe, Basketbol başta olmak üzere hemen her branşta başarılar elde etti. Bu başarılar bize yetiyor mu? Amaç futbolda şampiyonluk mu? Bu bir takıntı mı yoksa kamuoyu mu bunu kaşıyor?
Cevap: Fenerbahçe olarak “Dünyanın en büyük spor kulübü” mottosunu kullanıyoruz. Her branşta şampiyonluğu hedefliyoruz ve bu hedeflerimize ulaşıyoruz. Dünyada bizim kadar çok amatör branşa hizmet veren ve bu branşlarda başarılar elde eden bir kulüp bulunmuyor. Son üç olimpiyata en çok sporcu yollayan kulübüz. Futbolda başarı olmadığı zaman diğer branşlardaki başarılar değer görmüyor. Ülkemizde futbolda başarılı olmak yeterli görünüyor. Oysa son 5 ve 10 sezonluk istatistiklere bakıldığında Fenerbahçe oldukça başarılı. Şampiyonluklar elimizden alınıyor. Bu, haksız rekabet ortamının bir sonucu.
Soru: İş dünyası liderliği ve spor kulübü liderliği arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Hangi alanda daha fazla duygusal zeka, hangisinde ise stratejik akıl gerekiyor?
Cevap: Spor Kulübü ve iş dünyası liderliği arasında benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da var. Futbol dünyası daha dinamik ve günlük anlamda değişken. Aynı zamanda milyonlarca taraftarın ilgisini çektiği için kulüp başkanları ve yöneticileri üzerinde büyük bir baskı var. Milyonlara hesap vermek zorundalar. Sağlam ve sağlıklı finansal yapı ve etkili marka yönetimi, her iki alanda da önemli faktörler. Duygusal zeka, hayatın her alanında faydalı ve değerli bir özelliktir.
Soru: Futbol kulüplerinin gelirleri ile giderleri arasında büyük farklar var. Hesapsız kitapsız borçlanmalar söz konusu. Bu mali disiplini nasıl sağladınız? Zor oldu mu?
Cevap: Mevcut durumda, Fenerbahçe’nin futbol operasyonlarının gelir-gider dengesi çok sağlıksız değil. Faaliyet karı seviyesinde denge var. Ancak geçmişten gelen ağır finansal borçların yarattığı faiz yükü vergi öncesi kar seviyesinde zararlara neden oluyor. Devletin öncülüğünde bir borç yapılanması sağlandı. Bu anlaşmaya göre her gelirimizin %50’si bankalara gidiyor. Kulüplerin günlük ihtiyaçlarını karşılaması ve sezon boyunca taahhütlerini yerine getirmesi zorlaştı. Bu yapılanmaya göre de %50 faiz ödüyoruz ve sürdürmek çok zor. Geçmişte çok hesapsız kitapsız borçlanmalar olmuş ve ilgili merciler de buna müsaade etmiş. Bugün daha net ve keskin kurallar var. Kulüp olarak daha disiplinli davranıyoruz. Çok zor oldu ve olmaya da devam ediyor. Ancak yayın gelirlerindeki düşüş, TL’nin durumu, faizlerin artması, verginin yükselmesi, Spor Toto gelirlerinin azalması ve pandemi gibi kulüplerin kontrolü dışında gelişen unsurlar da göz ardı edilmemeli.
Soru: Takıma teknik direktör seçmekle şirkete CEO seçmek aynı şey mi? Temel ilkeleriniz neler?
Cevap: Elbette farklı. Aradaki farklar çok fazla. Teknik Direktör ve oyuncu seçimlerinde daha fazla data, istatistik ve görsel analiz kullanılıyor.