Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, bitkilerin tohum ve meyve üretebilmesi için hayati öneme sahip olan arılar, besin zincirimizin temel taşlarından biri. Ekosistemin dengesini sağlayan arılar ve diğer tozlayıcılar, küresel mahsul üretiminin %35’ini etkiliyor. Beslenmemizin %90’ından fazlasını oluşturan 100 bitki türünün yaklaşık dörtte üçü, arıların polinasyon çalışmaları sayesinde soframıza geliyor.
Ancak, Avrupa ve İngiltere’de hızla yayılan istilacı Asya eşek arıları (Vespa velutina), özellikle bal arılarını hedef alarak ekosistemi tehdit ediyor. Araştırmalar, bu türün midesinde 1.400’den fazla farklı böcek türüne ait kalıntıların bulunduğunu gösteriyor. Bu da Asya eşek arılarının oldukça geniş bir av yelpazesine sahip olduğunu ve birçok yerel böcek türü için tehlike oluşturduğunu kanıtlıyor.
Arı ve diğer tozlayıcı popülasyonlarının azalması, meyve, kabuklu yemiş ve sebze gibi besleyici gıdaların üretimini düşürerek dengesiz beslenmeye yol açabilir. Bu nedenle arı popülasyonlarını korumak ve istilacı türlerin yayılmasını önlemek, hem gıda güvenliğimiz hem de ekosistemin sağlığı için kritik öneme sahip.
İngiltere’de ilk kez 2016 yılında görülen Asya eşek arıları, bu yıl rekor sayılara ulaşarak endişe yarattı. Bal arıları için ciddi bir tehdit oluşturan bu istilacı tür, koyu renkli vücudu ve sarı uçlu bacaklarıyla kolayca tanınabiliyor. Fransa’da arı kolonilerinin yaklaşık üçte birini yok eden Asya eşek arılarının İngiltere’deki yayılışı, ada sakinlerini tedirgin ediyor.