Kahvenin Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Kahve, günlük rutinde çok sayıda kişi için vazgeçilmez bir içecektir. Ancak bu alışkanlığın kalp sağlığı üzerindeki etkisi, nasıl tüketildiğine bağlı olabilir.
Kahvenin Çelişkili Etkileri
“Kahve ile ilgili çok sayıda araştırma var ve sonuçlar değişiklik gösteriyor.” diyor kardiyolog Dr. Edo Paz.
Kahvenin kan basıncını yükseltebileceği ve atardamar sertliğini kötüleştirebileceği biliniyor. Bununla birlikte, bazı çalışmalar ılımlı kahve tüketiminin kalp krizi riskini azaltabileceğini gösteriyor. Paz, “Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol veya diğer kalp hastalığı risk faktörleri olan kişiler dikkatli olmalıdır.” diye uyarıyor.
Ölçülü Tüketim Önemli
Bu çelişkili verileri göz önünde bulunduran Dr. Edo Paz, kahveyi ölçülü tüketmenin önemini vurguluyor. Günlük alımınızı bir fincanla sınırlayabilmelisiniz.
Klinik Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Performans Direktörü Dr. Sam Setareh de sade kahvenin sadece ölçülü miktarlarda içilmesini tavsiye ediyor. Her iki uzman da kahvenin potansiyel sağlık etkileri konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.
Şekerli Kahvelerin Zararları
Araştırmalar, günde bir veya iki fincan sade kahvenin kalp sağlığını iyileştirebileceğini, kalp yetmezliği riskini azaltabileceğini ve damar fonksiyonlarını geliştirebileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, aşırı kafein tüketimi, özellikle hassas kişilerde kalp atış hızını ve kan basıncını artırabilir.
Kardiyologlar, kahvenin hazırlanma şeklinin önemli olduğunu belirtiyor. Şekerli kahveler, özellikle karamelli macchiato veya frappuccino gibi içecekler kalbe zarar verebilir. Bu içecekler genellikle yüzlerce kalori, yüksek miktarda şeker ve kahvenin potansiyel sağlık faydalarını azaltan sağlıksız yağlar içerir.
Dr. Paz ve Setareh, fazla şeker tüketiminin kan damarlarına zarar verebileceğini, atardamarlarda plak oluşumuna yol açabileceğini ve kalp-damar hastalığı riskini artırabileceğini söylüyor. Ayrıca diyabet veya hipertansiyon gibi başka sağlık sorunlarına da yol açabilir.
Şeker ve kafein kombinasyonu, kan basıncını ve kalp atış hızını artırarak stres tepkilerini tetikleyebilir. Zamanla bu, iltihaplanmaya, plak oluşumuna ve kalp-damar hastalığı riskinin artmasına neden olabilir.