Altı yıl önce bir sabah uyandığında idrarını yapamadığını fark eden Anna Gray, birkaç gün süren ağrı ve rahatsızlığın ardından böbrek enfeksiyonu nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Geçici olarak takılan kateter sorunu kısa süreliğine çözdü ancak birkaç hafta sonra aynı sıkıntı tekrarladı. Tekrar idrarını yapamayan genç kadının mesanesinden yaklaşık iki litre idrar boşaltıldı.
Doktorlar başlangıçta durumu pek önemsemedi. Anna, yaşadığı çaresizliği “Doktorlar beni eve gönderip ‘denemeye devam et’ dediler, hatta musluğu açıp sesini dinlememi önerdiler” sözleriyle dile getirdi.
Durumu giderek kötüleşen Anna, Aralık 2018’de tekrar hastaneye yatırıldı. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, beyninin mesanesiyle iletişim kuramadığı ve mesanesinin işlevsiz olduğu ortaya çıktı. Aylar süren belirsizlikten sonra nihayet ‘Fowler Sendromu’ teşhisi konuldu.
Doktorlar, Anna’ya doğal yollardan tuvalete gitmesinin artık mümkün olmadığını ve ömür boyu kateter kullanması gerektiğini açıkladılar. Bu durumu kabullenmekte ilk başta zorlanan Anna, “Başlangıçta bir yas süreci yaşadım çünkü bu tamamen yabancı bir durumdu. Ancak en azından neyle karşı karşıya olduğumu bilmek biraz olsun rahatlattı” şeklinde konuştu.
İlk olarak günde beş kez kendine kateter takmayı öğrenen Anna, tekrarlayan enfeksiyonlar sebebiyle 2020 yılında suprapubik kateter adı verilen kalıcı bir sisteme geçti. Karın bölgesinden doğrudan mesaneye yerleştirilen bu tüp, idrarı bir torbaya aktarıyor ve Anna bu torbayı günde birkaç kez boşaltıyor.
Başlarda yaşadığı psikolojik zorluklara değinen genç kadın, zamanla bu duruma alıştığını ve özgüvenini yeniden kazandığını belirtiyor: “Artık torbayı saklamaya çalışmıyorum. Şort veya kısa bir üst giydiğimde görünebilir, ancak bu beni rahatsız etmiyor. İnsanlar soru sorduğunda durumu açıklıyorum.”
İlk zamanlarda dünyada bu sorunu yaşayan tek kişi olduğunu düşünen Anna, sosyal medya aracılığıyla benzer durumdaki diğer hastalarla bağlantı kurarak yalnız olmadığını anladı:
“Bu durum insanı çok yalnız hissettiriyor fakat benzer deneyimler yaşayan bir toplulukla tanışmak bana büyük güç verdi. Tuvalet gibi konular, özellikle kadınlar arasında hala bir tabu. Fakat bu gerçekleri konuşmazsak kimse öğrenemez. Artık utanmıyorum ve başkalarına da yalnız olmadıklarını göstermek istiyorum.”