Ozan BİNGÖL / SÖZCÜ
17 Mart 2025’te açıklanan 2025 Ocak-Şubat dönemi Merkezi Yönetim Bütçe verileri, gelecek döneme dair kaygı verici sinyaller içeriyor. Mayıs ayı verileri daha net bir tablo sunacak olsa da, ilk iki aylık rakamlar pek iç açıcı değil. İşte nedenleri:
Yüksek Bütçe Açığı Devam Ediyor
Merkezi Yönetim Bütçesi, yılın ilk iki ayında 449,4 milyar TL açık verdi. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre %47,6’lık bir artışa işaret ediyor. Mali disiplinin önemli göstergelerinden olan faiz dışı açık da artarak, bütçedeki yapısal sorunların sürdüğünü ortaya koyuyor.
(Tablo 1: Temel Bütçe Verileri)
[Görsel: Tablo 1 – Temel Bütçe Verileri]
Tablo incelendiğinde, en dikkat çeken kalemin faiz harcamaları olduğu görülüyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla %72,1 artan faiz harcamaları, bütçe açığının büyümesinde en büyük etken.
Görev Zararları Yılı Hızlı Başladı
Görevlendirme giderleri (eski adıyla görev zararları) yılın ilk aylarından itibaren yüksek seyrediyor. Elektrik tarifelerindeki düzenlemelerin etkisi henüz verilere yansımadığı için Elektrik Üretim A.Ş.’ye bütçeden aktarılan görevlendirme giderleri devam ediyor. Uzun süredir artışını sorguladığımız Ziraat Bankası’na yapılan görev zararı ödemeleri ise rekor seviyeye ulaştı. İlk iki ayda sadece dört kamu kuruluşuna yapılan görev zararı ödemeleri şöyle:
Faize 302,7 Milyar, Yatırıma 93,5 Milyar
Bütçeden yılın ilk iki ayında faize harcanan para, yatırım harcamalarının oldukça üzerinde. Faize 302,7 milyar lira giderken, yatırımlara sadece 93,5 milyar lira ayrıldı. Personel, KÖİ ve faiz ödemelerinde kesinti yapmak mümkün olmadığından, tasarruf sağlamak için ilk olarak yatırımlardan kısılıyor gibi görünüyor.
İlk İki Ayda Depremzede Yine Unutuldu
Deprem bölgesindeki konut ve iş yeri teslimlerine ilişkin giderler, bütçenin ilgili kaleminde izleniyor. Ancak Ocak ayında bu kalemden hiç harcama yapılmadığı, Şubat ayında ise sadece 62,7 milyon lira harcandığı görülüyor. İki aylık dönem için bu rakam son derece düşük. Bu durum, “Depremzedeler yine mi unutuldu?” veya “Bütçede tasarruf denilince ilk akla gelen depremzedeler mi?” gibi soruları akıllara getiriyor.
Tarım ve Hayvancılığa Bütçeden Destek 14,7 Milyar Lirada Kaldı
Türkiye, son dönemde yüksek enflasyon ve özellikle gıda enflasyonu ile mücadele ediyor. Gıda arzını artırmak ve tarıma desteği yükseltmek gerekirken, yılın ilk iki ayında tarım ve hayvancılık için ayrılan destek sadece 14,7 milyar lira. Aynı dönemde faiz harcamalarının 302,7 milyar lira olduğunu düşünürsek, faiz harcamalarının tarımsal desteklerin 20,5 katı olduğu bir bütçe yapısıyla gıda enflasyonunda dünya sıralamasında üst sıralardan inmemiz zor.
Bütçenin Gelir Tarafında Yorum Yapmak İçin Erken
Gelir vergisi beyanlarının Mart ayında verilmesi ve kurumlar vergisi beyanlarının Nisan ayında gerçekleşmesi nedeniyle vergi gelirleri ile ilgili sağlıklı bir değerlendirme yapmak için Mayıs ayında açıklanacak Ocak-Nisan dönemi verilerini beklemek gerekiyor. İlk iki ayda vergi gelirlerinin geçen yıla göre %42,2 artması şimdilik normal görünüyor.
Sonuç Olarak…
Maliye politikaları, gelir ve giderlerden oluşan iki kanatlı bir kuş gibidir. Gerektiğinde borçlanma politikaları da devreye girer. Türkiye’de mali disiplini sağlamak için sadece gelir ve vergilere odaklanmanın yeterli olmadığı artık anlaşılmalı.
Kamu harcamalarında disiplin ve verimlilik artışı sağlanmadan, kamu ihale sisteminde şeffaflık oluşturulmadan, israf ve yolsuzluğa son verilmeden kamu maliyesinde düzelme olmaz. Vergi mükellefinin üzerinde vergi incelemesi sopası tutarak, tasarruf ve rasyonelleşme olmadan, sadece vergi odaklı bir yaklaşımla bir yere varamayız.
Bütçe kaynaklarının önceliklendirilerek en uygun yerlere ve yöntemlerle aktarılması gerekiyor. Vergi bilinci, sadece vergilerin kimlerden, nelerden, nasıl toplandığını sorgulamakla değil, aynı zamanda bu vergilerin nerelere, nasıl harcandığını, kimlere ve nasıl dağıtıldığını da sorgulamayı gerektirir.