Fife’ın İskoçya bölgesinde yakın zamanda üç hidrojen evi açıldı ve önümüzdeki aylarda sisteme 300’e kadar evin daha ekleneceği planlanıyor. H100 projesi olarak adlandırılan girişim, hidrojenin günlük kullanımda ısıtma ve yemek pişirme gibi alanlarda nasıl uygulanabileceğini göstermeyi amaçlıyor.
Hidrojen Evleri Nasıl Çalışır?
İngiltere’de ısıtma, toplam karbon emisyonlarının %22’sini oluşturuyor. Bu nedenle, hidrojen fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına geçişte önemli bir çözüm olarak görülüyor. Ancak hidrojen kullanımı, ocaklar ve kazanlar gibi yeni cihazların kullanılmasını gerektirir. Bosch tarafından geliştirilen hidrojen ocakları, “görünmez alevleri” ile öne çıkıyor ve H100 projesi kapsamında test edilecek ilk hidrojenli cihazlardan biri.
Ev sakinleri için hidrojenli bir ev ile standart bir ev arasındaki fark çok azdır. Cihazlar benzer şekilde çalışır ve değişiklikler büyük ölçüde enerji tedarikçileri tarafından yapılır. Bu da hidrojenle ısıtmanın ev sahipleri için en az müdahale gerektiren karbonsuzlaştırma yöntemlerinden biri olmasını sağlar.
Avrupa’da Hidrojen Kullanımı
Avrupa Birliği, 2030 yılına kadar 20 milyon ton yenilenebilir hidrojen üretmeyi ve ithal etmeyi hedefliyor. 2050 yılına kadar ise hidrojenin AB’nin toplam enerji ihtiyacının %10’unu karşılaması bekleniyor. Ancak hidrojenin konutlarda kullanımı hala çok sınırlıdır ve yalnızca birkaç küçük ölçekli proje yürütülmektedir.
İlk hidrojenle çalışan ev, 2022’de İtalya’nın Benevento şehrinde tamamlandı. Hollanda’da Lochem ve Wagenborgen’de hidrojenle ısıtma projeleri hayata geçirildi. Ayrıca Helsinki’de yeşil hidrojen üretimi üzerine büyük ölçekli bir tesis inşa ediliyor.
Üretim Şekli, Çevresel Etkiyi Belirler
Hidrojen, yakıldığında karbondioksit salmayan temiz bir yakıttır. Ancak hidrojenin üretim şekli, çevresel etkisini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Elektroliz işlemi yenilenebilir enerjiyle yapılmazsa, hidrojen üretimi fosil yakıtlardan daha fazla karbon emisyonuna yol açabilir.
Şu anda Avrupa’da kullanılan hidrojenin %98’i fosil yakıtlardan üretiliyor ve bu işlem her yıl 70 ila 100 milyon ton CO2 salımına neden oluyor. Gerçek anlamda temiz bir enerji kaynağı olan yeşil hidrojen, şu anda toplam hidrojen üretiminin sadece %1’ini oluşturuyor.
H100 Fife projesi için kullanılan hidrojen, yerel bir açık deniz rüzgar santralinden elde edilen yenilenebilir elektrikle üretiliyor. Bu, hidrojenin çevresel etkisini en aza indiren bir yöntemdir. Ancak bu tür projelerin yaygınlaşması için büyük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımları gerekmektedir.
Hidrojen Evleri Doğal Gaz Maliyetlerini Düşürebilir mi?
Hidrojen, Dünya’nın en bol elementlerinden biri olmasına rağmen, taşınması ve saklanması çok zordur. Bu, önemli altyapı yatırımları ve yüksek maliyetler gerektirir.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün (IEEFA) Ocak 2024’te yayınlanan bir raporu, hidrojen yakmanın konutlar için sağlık ve güvenlik riskleri oluşturabileceğini ve karbondioksit emisyonlarını azaltmada verimsiz bir yöntem olduğunu ortaya koydu.
Uzmanlar, hidrojenle ısıtmanın ısı pompaları, bölgesel ısıtma ve güneş enerjisine kıyasla daha az verimli ve daha pahalı olduğunu belirtiyor. Araştırmalar, hidrojenin konut ısıtma sektöründe büyük bir rol oynamasının düşük bir ihtimal olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, hidrojen evleri temiz enerjiye geçiş için önemli bir adım olsa da, maliyet, verimlilik ve altyapı ihtiyaçları gibi faktörler bu teknolojinin geleceğini şekillendirecektir.