Almanya’nın ‘Sıfır emisyon’ hedefi hayal oluyor

Net Sıfır Emisyon Hedefine Geçiş: Tehlikeli Bir Yönelim

Dünyayı daha temiz ve karbondioksitsiz bir gezegen haline getirme çabaları olan “yeşil işler” hızla ortadan kalkıyor. Bu hayaller suya düşerse, süreci oluşturmak için yapılan yatırımlar boşa harcanmış olacak.

Almanya’da özellikle Yeşiller’in koalisyon hükümetinin bir parçası olduğu ve nispeten yeni, iyi yalıtılmış konut stokunun eski kaloriferlerin gazlı veya kömürlü kazanlarından daha iyi hale getirdiği aşikar ancak yine de, karbondioksit salınımını sıfırlamanın kolay olmadığı ortaya çıktı.

Alman iş gazetesi Handelsblatt Stiebel Eltron’a göre, ülkenin en büyük pompa üreticilerinden biri bu hafta iş kaybını duyurmak zorunda kaldı. Neden? Çünkü satışlar beklenenden daha zayıf. Ev sahiplerine verilen cömert sübvansiyonlara ve devletin üretimi desteklemek için ayırdığı 18,6 milyon euroya rağmen, çamaşır makinasından buzdolabına pek çok beyaz eşya ve otomotiv sektöründe kullanılan ısı pompalarının satış verilerinde durgunluk yaşanıyor ve bu yılın ilk yarısında sadece 90 bin adet satıldı; 2024 için resmi hedef 500 bindi.

Dev Şirketlerde Tehlikeli Durgunluk

Sorun şu ki, bu izole bir örnek olmaktan çok uzak. Alman akü üreticisi Varta’nın hisseleri bu yıl şu ana kadar yüzde 80’den fazla düştü ve şirketin hibrit spor otomobiller için enerji depolama ünitesinde ağır kayıplar yaşadıktan sonra ayakta kalamayacağına dair uyarılar var. Belçikalı kimya grubu Umicore ise 1,6 milyar avroluk bir darbe aldığını duyurdu ve bir akü geri dönüşüm tesisi için planlarını ertelemeye karar verdi.

Siemens Energy, kırsal kesimde ve her kıyı şeridinde inşa edilmesi planlanan dev rüzgar türbinlerini üreten ünitesinde büyük kayıplar duyurdu. Ve tabii ki, satışlar hayal kırıklığı yarattığı ve yüksek kaliteli, ucuz Çin modelleri az sayıda sipariş aldığı için tüm büyük Avrupa otomobil üreticileri elektrikli araçlar için planlarını geri çekmek zorunda kaldı.

Liste uzayıp gidiyor. Yani net sıfır emisyon hedefine geçiş için endüstriyel altyapıyı inşa etmek adına milyarlar harcayan şirketler birer birer sorunlarla karşılaşıyor.

“Yanlış İşletmelere Destek Verildi”

İşlerin neden bu kadar kötü gittiğini anlamak zor değil. Çünkü hükümetler, pazarda kendilerini kanıtlamadan önce yeni teknolojileri destekleyerek kazananları seçmeye çalıştılar ve ardından tüketici kayıtsızlığına rağmen kotalar ve sübvansiyonlarla bunu ikiye katladılar. Daha da kötüsü, desteklerini yanlış işletmelere verdiler, en düşük maliyetle en iyi ürünü üretebilecek olanları görmek için beklemek yerine, tüm doğru iklim değişikliği kutularını işaretleyen şirketleri ödüllendirdiler. Endüstriyel strateji, geçmişte sıklıkla olduğu gibi, bir felaket reçetesiydi.

Politikanın Beyaz Fili

Bu durumun tamamen öngörülebilir sonuçlarını görüyoruz şimdi. Para, kıtanın her yerinde destansı bir ölçekte israf ediliyor. İngiliz hükümetinin desteklediği yeşil projelerin çoğunun umutsuzca ekonomik olmadığı ortaya çıkarsa hiç kimse şaşırmamalı. Öte yandan İngiltere Enerji Güvenliği ve Sıfır Emisyondan Sorumlu Devlet Bakanı Ed Miliband’a ve hükümete, ‘Net Sıfır Emisyon’a daha hızlı ulaşabilmek için sürekli baskı yapan iklim değişikliği fanatikleri, kaçınılmaz olarak daha da büyük bir beyaz fil serisine para dökmeye niyetliler. Beyaz fil, sahibi tarafından elden çıkarılamayan ve maliyetinin, karına kıyasla çok fazla olduğu bir mülke verilen isim.

İşten Çıkarmalar Başladı

Gerçekte, “iyi ücretli yeşil işler” hızla ortadan kalkıyor ve yerini düşük ücretli “yeşil işten çıkarmalar” almaya başlıyor. Hükümetler ise bir dizi maliyetli hata için büyük bir fatura ile baş başa kalacak. Ve kendilerine kazançlı bir kariyer teklif edildiğini düşünen talihsiz işçiler çok hızlı bir şekilde başka bir şey yapmak zorunda kalacaklar.