50 yaşın üstündeki yetişkinlerin %78’inden fazlası ve 65 yaşın üstündekilerde bu oran %83’e yükselerek besin takviyesi kullanmaktadır. Yaşlandıkça vücudumuz önemli fizyolojik değişikliklere uğrar. Yaşla birlikte yüksek tansiyon, kalp hastalığı, bunama ve Alzheimer gibi rahatsızlıklar yaygınlaşır. Hem erkekler hem de kadınlar kemik kaybı, kas kaybı, hormonal değişiklikler ve orta yaş kilo alımına karşı hassastır. Bu değişiklikler eklem ağrılarında, görme bozukluğunda, kalp sorunlarında, kilo alımında, hafıza kaybında ve enerji eksikliğinde kendini gösterir. Bu sorunlar doğrudan beslenme ile ilişkilidir.
En iyi yol besinleri doğal gıdalardan almak olsa da hızlı tempolu hayatımızda çoğu zaman sağlıklı beslenmeye veya dinlenmeye vakit ayıramıyoruz. Sağlıklı beslensek bile aşırı işlenmiş gıdalar ve besin değeri düşük topraklar nedeniyle gerekli vitamin ve mineralleri alamıyoruz. Bu noktada takviyeler bir güvenlik ağı sağlayarak yaşlanmanın olumsuz etkilerini önlemeye destek olur.
Her gün iki porsiyon kalsiyum açısından zengin besin tüketmiyorsanız kemik yoğunluğunu korumak için kalsiyum takviyesi önerilir. Son araştırmalar kalsiyumun omurga kırıklarını azaltabildiğini göstermektedir.
Kalsiyum, D vitamini ile birlikte etkilidir. D vitamini eksikliği obezite ve güneş ışığı eksikliği ile bağlantılıdır. Yaşlandıkça vücudumuz güneş ışığını D vitaminine dönüştürme kabiliyetini kaybeder, bu nedenle doktorunuz takviye önerebilir.
Yaşlıların B12 vitamini emilimi daha zordur. B12, kan, sinir ve genetik sağlığı için önemlidir. Vejetaryenler, veganlar veya mide asidi ilaçları kullananlar B12 vitamini eksikliği riski altındadır.